İşitmenin insan hayatında çok önemli rolü vardır. İletişim ve insanlarla diyalog hayatın ilk gününde başlar ve devam eder. İnsanlar bu diyalogla gelişir ve olgunlaşır. Zeka gelişimi, insan eğitimi, insanların kendilerini ifade etmeleri ve çevreleri ile sosyal ilişkiler kurmaları ancak diyalog ile mümkündür. Dolayısıyla duymayanın zekâ gelişim derecesi yaşıtlarına göre düşüktür.
Görmeyen ile kıyasladığımızda görmeyen insanlarla devamlı iletişim hâlinde olduğu için zekâ gelişimi normal sürecini tamamlayabilir. Eğitim sürecini tamamlayarak profesör ve bilim adamı olan dünyada binlerce insan vardır. Ancak çok ileri derecede işitme kaybı olan kişilerin bu şansı oldukça düşüktür. Kıyaslandığında işitme kayıplı bireyin, insanlarla beraber yaşasa dahi insanlardan izole ve uzakta; görmeyen ise görmese dahi insanlarla beraber yaşamaktadır. Immanuel Kant’ın ‘’Görmemek insanı eşyadan ayırır, duymamak insanı insandan ayırır.’’ sözüde işitmenin önemini belirtmektedir.
İnsanlarla diyalog yokluğu, çevre ile iletişim, evrenin doğal ve nazik sesleri, annenin yavrusunun sesini veya çocuğun annesinin babasının seslerini duymaması kadar kötü ne olabilir. Toplum içinde yaşayıp da toplumla olmayan, aktivitelerine katılamayan insanlarda ciddi psikolojik hastalıklar görülecektir. Bu nedenle işitme sorunu ciddiye alınmalı ve zamanında müdahale edilmelidir.